MENU
YETENEKLER
Daha geçen hafta bir İK yöneticisi arkadaşım “ChatGPT’yi aday ön elemesinde kullanmayı deniyoruz ama bir yandan da içim rahat değil” dedi. Eminim yalnız değil. Yapay zekâ işe alım süreçlerimizi dönüştürüyor ama bu dönüşüm beraberinde bir dizi soru işaretini de getiriyor:
Bu araçlar gerçekten adil mi? İnsan dokunuşunu ne kadar ikame edebilir? Ve en önemlisi: Etik mi, etkili mi?
Bu yazıda AI destekli işe alımın artıları, eksileri ve globaldeki uygulamalara yakından bakacağız. Hadi birlikte keşfedelim.
Yapay Zekâ ile İşe Alım Süreçleri Nasıl Değişti?
Geleneksel işe alımda günlerce CV taramak, mülakat planlamak ve değerlendirme formlarını incelemek olağandı. Artık durum farklı. Bugün birçok şirket, işe alım sürecinin çeşitli adımlarında AI araçlarını kullanıyor:
Avantajları?
Dezavantajları?
Buraya kadar kulağa harika geliyor. Ama işin bir de “karanlık” yüzü var:
1. Önyargı Riski (Bias)
Yapay zekâ sistemleri, eğitildikleri verilerdeki önyargıyı yeniden üretebilir. 2018’de Amazon’un AI işe alım aracı, erkek adaylara öncelik veriyordu çünkü algoritma, geçmişteki işe alım verilerine dayanarak erkekleri “başarılı çalışan” olarak tanımlamıştı. Sonuç? Sistem rafa kalktı.
2. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik
Aday elendiğinde neden elendiğini açıklayabilmek gerekiyor. Ancak bazı AI sistemlerinde bu şeffaflık yok.
New York City’de 2023’te yürürlüğe giren yasa ile artık AI tabanlı işe alım sistemlerinin düzenli olarak bağımsız denetimlerden geçmesi zorunlu hale geldi.
3. Aday Deneyimi
Adaylar insan etkileşimi bekliyor. Otomatik cevaplar veya “sistemde ilerleyemediniz” gibi soğuk mesajlar, aday bağlılığına zarar veriyor.
Etik mi, Etkili mi? Sorusuna gelecek olursak. Bence cevap: “İkisinin dengesi mümkün.”
AI araçları, iyi tasarlanmış süreçlerde ve insanla birlikte kullanıldığında oldukça etkili. Ancak tamamen otomasyon odaklı bir yaklaşım, insanı dışlayan, soğuk ve hataya açık bir sürece dönüşebilir.
Peki Ne Yapmalı?
İnsan + AI işbirliğine odaklan
AI, ilk elemede sana destek olabilir ama karar insanın olmalı. “Human-in-the-loop” yaklaşımı burada kilit.
DEI ilkelerini unutma
Algoritmaların tarafsız olduğunu varsaymak yerine, onları düzenli test et ve eşitlik odaklı geliştir.
Aday deneyimini merkeze al
AI botlarıyla da samimi olunabilir. Otomatik mesajlar yerine kişiselleştirilmiş, açıklayıcı ve sıcak dil kullan.
Özetlemek gerekirse; yapay zekâ, işe alımda devrim yaratıyor ama insanı dışlayan bir teknoloji anlayışıyla değil; onu destekleyen, adil ve etik bir yaklaşımda birleştiğimiz sürece.
İK’nın geleceği insan odaklı teknolojiyle şekilleniyor. Biz de bu geleceği inşa edenlerden olalım, izleyenlerden değil.