Zaman Yönetimi Mi Dediniz? Zaman Sizi Ne Kadar Yönetiyor?

186Görüntülenme
29 Nisan 2025

Her şey bir “toplantı hatırlatması” ile başlıyor. Sonra bir Slack bildirimi. Ardından e-postalar.
Ve öğle arasında bir telefon:
“Toplantı sonrası çok kısa bir şey soracağım.”
Oysa o gün için planladığın tek şey vardı: Yazıya oturmak, raporu bitirmek ya da sonunda o sunumu toparlamak.

Ama olmadı.
Ve sen, yine günün sonunda “Bugün de hiçbir şey yapamadım.” duygusuyla ekrana bakıyorsun.
Tanıdık geldi mi?

Zaman yönetimi, kulağa kurumsal bir seminer konusu gibi geliyor. Hepimizin bildiğini düşündüğü, ama aslında çok az kişinin gerçekten uygulayabildiği bir beceri. Çünkü asıl mesele zamanı değil, kendimizi yönetmek.

Bugünün çalışanı zaman fakiri değil. Asıl sorun odak eksikliği, anlık bölünmeler ve beklenti yönetimi.
Kendimize sormamız gereken soru şu:
Gerçekten işimi mi yapıyorum, yoksa sürekli bir şeylere tepki mi veriyorum?
 

Gün içinde kaç kere e-postaları kontrol ettin? Kaç kere bir şey yazmaya başlayıp yarım bıraktın? Kaç kere “şunu da aradan çıkarayım” deyip en önemli işi erteledin?
İşte zamanın kendini yönettiği anlar bunlar.

Yapılacaklar listesi değil, "yapılmayacaklar" listesi
Zaman yönetimi bazen yapılacakları listelemek değil, yapılmayacaklara cesurca hayır demek anlamına gelir.
– Her toplantıya katılmak zorunda mısın?
– Her maile ilk 5 dakikada dönmek şart mı?
– “Şunu da hallediver” taleplerini reddedebiliyor musun?
Zamanını korumak, enerjini korumaktır. Çünkü günün sonunda herkesin 24 saati var, ama herkesin enerjisi eşit değil.

Mükemmel plan yok, gerçekçi akış var…

Sabah 08:00’de e-postalar kontrol edilecek. 08:30’da odaklı çalışma. 10:00’da toplantı. 12:00’de yemek…
Harika! Ama hayat öyle işlemiyor.

Gerçek zaman yönetimi, planın bozulacağını bilip, esnek ama kontrollü kalabilmekte.
En verimli olduğun saatleri bilmek. En çok bölündüğün zamanı fark etmek. Ve günün içine nefes alacak boşluklar bırakmak.
Zamanı yönetmek, onu askeri disipline sokmak değil; onunla yaşamayı öğrenmek.
Zaman yönetimi konusunda insanı en çok yıpratan düşünce: "Her şeyi bitirince rahatlayacağım."
Hayır, rahatlamayacaksın. Çünkü yeni işler hep gelecek. Yeni beklentiler, yeni sorumluluklar, yeni 'öncelikler'…

Gerçek huzur, her şeyi yapmakla değil, her şeyi yapmamayı da kabullenmekle geliyor.

Zaman yönetimi bir teknik değil, bir yaşam yaklaşımı.
Ve bence en işe yarayan yöntem, sabah ajandaya yazılanlar değil; gün sonunda kendine şunu diyebilmektir:
“Bugün, enerjimi gerçekten değerli olan şeylere harcadım.”
Eğer bunu diyebiliyorsan, zaman seni değil; sen zamanı yönetiyorsun demektir.

Bir Yorum Yazın